“Nevşehir ziyareti bitmiş evlerine dönmüşlerdi, aklı o kadar karışmıştı ki sorular sormak araştırmak istiyordu ancak o kadar az bilgiler vardı ki onları da defalarca dinlemişti ve karar verdi kitabın yazarını bulacak ve sorularını ona soracaktı. Kitabın yazarını bulmuş ve birkaç kez muhabbet etme fırsatı bulmuştu ne zaman, ne sorsa, bu senin yolculuğun deyip kapanırdı konu ve zamanı geldiğinde idrakin açılacak ve sorularının cevabını bulacaksın derdi.” Bu bölüm HACI BEKTAŞ-İ VELİ yazımdan alıntıdır. Bu yazıda yazılanları yaşarken henüz bende Agarta ve Hacı Bektaş-i Veli bağlantısını bilmiyordum. Aradan geçen iki yıl boyunca bir bağlantısı olabileceği duygusu hep içimde dönme dolap gibi döndü durdu. Bayezid-i Bestami’ nin dediği gibi “Arayan bulamaz lakin bulanlar arayanlardır.” Hayat insanla her zaman konuşuyor lakin dilini idrak edebilmek için idrakin açık olması ya da o anda aydınlanmak gerekir. Aydınlanma biz insanlar için genelde travma anında, bunalım anında ortaya çıkar.
Bilginin elime geliş zamanı kadersel bir zorlanma yaşadığım dönemdi. Hani elini kolunu koyacak yer bile bulamazsın da kalbin taşmak isteyen nehir gibi zorlar, bende böyle bir durumdayken, elimde yapabileceğim bir şey olmadığı bir zamandı. Ancak hayatımda net kararlar almam gereken ve yıllarca tutunduğum dalların kırıldığı bu dönemdeyken bu bilgilerle karşılaştım. Çünkü acı içinde iken kalbim “Agarta yeşil, agarta yeşil” deyip durdu. Mevcut olan tüm bilgileri neredeyse okumuş, araştırmıştım. Hemen hemen hepsi aynı yoldan giderek Agarta hakkında bilgiler veriyorlardı ve ben de bunları zaten öğrenmiştim. Ancak beni bu yolculuğa iten içimdeki Agarta ve Hacı Bektaş-i Veli bağlantısına ilişkin bilgiye ulaşamıyordum. Durdurulamaz duygularım işte o gün acı içindeyken “Agarta yeşil” diye bana içimden haykırdı ve bende başladım aramaya ve araştırmaya…
Kalp bizim için en büyük rehberdi ve oradan konuşan bizimle Yaradan’ımız iken acı içinde de olsam duymazdan gelemezdim. Kalbimin seslendiği haliyle “Agarta yeşil” diye aramalar yaptım, çalışmaları inceledim ancak yine mevcut olan bilgiler dışında bir şey bulamamıştım. Ancak vazgeçmemiştim,bilgiler çok net bir şekilde akmaya başlamıştı.
“Onlar rehber varlıklardı. Boyut yolcularıydı. Hacı Bektaş-i Veli’de bedenlenmiş rehber bir varlıktı, onlarda insandı. Dünya tekâmülümüzde bize yardım eden gönüllülerdi, görevlerini yapıyorlardı. Allah yolunda ölenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler.”
Tekâmülümüze destek olanlardı ve neden içim aynı zaman da Yeşil diye sesleniyordu? Çünkü Hızır A.s Yeşil renkle anılır ve bilinirdi. Hacı Bektaş-i Veliyi rüyamda gördüğümde bende baştan aşağı beyazlar giyinmiştim ve öğrendim ki Agarta rengi Beyaz ile Sembolize edilmekteydi. Hayat yolculuğumuzda ihtiyacımız olan anahtar tam da kendi yaşam hikâyelerimizin içinde gizlenmekteydi.