CUMARTESİ SALINCAĞI

ŞİİR,CUMARTESİ SALINCAĞI
ŞİİR, CUMARTESİ SALINCAĞI,HİSSETMEK

Söylenmemiş isyanları duyamadı,
işitmediği için değil, hissedemediği için yedi fırtınaları…
Söylemediler! İçlerinin okunmasını beklediler…
Böyle böyle öğrendi iç okumayı,
acabalara, ne yapacağını bilmeyen sersemlemiş kelimelere de ihtiyacı kalmadı artık…
Kafası önünde değil de ardında olsun istediler, ardında kalırlarsa yok sayılmaktan korkacaklardı!
Gözlerimizi önümüze koyanın elbet vardı bir bildiği,”Neden gözün arkayı da görmüyor?” diye soranlara iyi cevaptı.
Oda sadece bir gözün görmek için yettiğini, böyle böyle anladı, o gözü keşfetti…
Bir göz yeterdi, her yeri görmeye…
Adı her geçen gün değişti, belki de günde kaç defa… Ne zordu herkesin farklı farklı adlar ile seslenmesi…
O da, o adları topladı kendine bir ordu yaptı.
Yönetilmesi zor görünüyordu ancak kendi olabilmek yetmişti, tüm isimlere hükmetmeye.
Fırtınaları yemek yerine, onunla uçmayı öğrendi.
Ne zordu cumartesi salıncağı
Bilir misiniz?
Dur onu da söylemeyin, hissetmek kadar güzel şey yoktu.
Nede olsa, susa susa, görmeye görmeye, ese ese, öğretiyorlardı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like

yazgı

Bağımsızlığını ilan etmeye çalışan ülkeden kalan,üstünde yazılı kara yazgı!Yazgı; kanayan yaraya köz koyan cinsten…Boşlukta uzayan, nokta konulamayan cümleler…Geçerken mısraların kör noktasından ve daha çok kanatarak sonsuza uzayan satırlar…Aralarına girmeye hevesli…
Görüntüle

SAADET-İ RUHANİYE

Aldı başı misk-i Amber Yoğuz dedi, dünyevilerde Saldı kendini, gölde bir dibe cevher Cevher de zuhur eder, gönülü miskinler Dip deyup geçme ey yar Su sığdır, gönülü coşkundur Sığ sularında…
Görüntüle

CAMDAN CIMBIZ

Şimdi yüreğime saplanan okları, İnce ve cam bir cımbızla çekerken, Kurumuş dallar gibi kalıyorum, Hiç bilmediğim bir coğrafya beni çekerken, İçimde başlayan göç, Hardal rengine boyarken yamaçlarımı, Mahcubiyetle sığınıyorum, Kıramadığım…
Görüntüle

BİR DİRHEM BİR ÇEKİRDEK

Deli kundurası taktılar ayağıma, Velisinden verdiler başa bir takke, Gördü gözüm, işitti kulağım, Nice yarendi, hasrete gark olduğum, Baharın yelinden sıyırdılar, böğrümü Sancı çektim, bir ana gibi Dediler doğuranda sen,…
Görüntüle

AŞK’TAN MEST OLURUZ…

Geceyi gözlerinde, acıyı yüzünde buldum.Nefesi gülüşünde, yaşamı sesinde duydum!Sükuneti dilinde, Adab-ı gözyaşlarında gördüm.Ne vakit dardı gönlüm, genişliği ibadetinde buldum.Deniz dediler üstü başka altı başka, üstü dalga, altı sakin bir derya,Ne…
Görüntüle

TABUT’UN ÇOCUKLUĞU

Rüyalarda perilerin bacalarıyla öpüştüğü şehirde,çok ağladıklarını gördüm.Kabuğuyla sevişen bir ceviz yüzünden,gövdesinden okudum tabut’un çocukluğunu…Arşınlanmış adımlar,Ölü bedenler!Sahi ölüler konuşmaz mı sizin oralarda?Yoksa kimse bakmıyor mu köprünün altından akan sulara?Üstümden geçte kurtul!Sonu…
Görüntüle