Deli kundurası taktılar ayağıma, Velisinden verdiler başa bir takke, Gördü gözüm, işitti kulağım, Nice yarendi, hasrete gark olduğum, Baharın yelinden sıyırdılar, böğrümü Sancı çektim, bir ana gibi Dediler doğuranda sen,…
Onu ilk kez gördüğünde, bir kapının eşiğine oturmuş kapının pervazını dili ile yalıyordu. Saçı başı dağılmış haldeydi. Üstündeki eski kıyafetlerle sadece fakir gibi görünüyordu. “Amca neden burada oturup dilini buraya…
Onun yaşadığı şehir öyle ıssız ve sessiz değildi. Azgın suların pençesinde yuvasını bulmaya çalışan balıklar gibi, dalgalarlarla her daim mücadele etmek gerekirdi. Yaşam, yuvaya varmak ve yuvadan çıkmaktı, ikisi arasında…
“Anlıyor musun”? “Anlıyorum ve anlamaya çalışıyorum bu kadar acıtıyorsa hissettiklerim, nasıl gerçek olamaz?” “Gerçek dediğin şey ne Ey gül güzeli?” “ Acıyorsa gerçek değil mi?” “Bunu anlayamıyorum. Gitti işte ve…
“Gene yalnızım ve yalnız olmak istiyorum; temiz gök ve açık denizle yalnız. Etrafında yine ikindi oluyor.” Tam bu satırları okuyup, sıra ikindi kelimesine geldiğinde ikindi ezanı okunmaya başladı. Evet, bahçede bir…
Sarı, kalın kulplu, önden kapaklı çanta, omuza takılan cinstendi, sırta takılan cinsten değil. Sabaha gözlerini açar açmaz, annesi ona gülümseyerek vermişti. Gördüğünde çok mutlu olmuş ve hemen kitaplarını içine doldurup…
AŞK’ önce sağda solda kaçamak bakışlarla başlamıştı. Sözler, sandıklara vurulmuş, üstüne yeminler edilerek açılamayacak kadar küflü kilitlerde saklıydı. Söylenişinde, zarafet ve gücün aynı anda vurgulandığı bu üç harf, sihirli bir kelimeydi.…
Her zaman evlerine gelen birileri olmazdı; hele de bilmediği ve hiç görmediği bir şehirden birileri geliyorsa, onda da merak duygusunu uyandırmış ve heyecanlandırmıştı. Oturduğu yerden gecenin bir vakti, gözü yollarda…
Traktörlerden çıkan motor sesleri ile açtı gözlerini sabahın ilk ışıklarına. Kafasını kaldırıp, araladı perdesini, tül perdenin arkasından telaşla çizmelerini dizlerine kadar geçiren teyzeleri ve amcaları seyretti. Kokusu şimdiden burnuna gelen…
Saymaya başladı yüzündeki lekeleri… Sabahın ilk ışığı aynasına yansıyor, yüzündeki leke diye söylendiği çillerine bakıyor bir yandan da ellerini inceliyordu. Elleri çatlamıştı, en ufak hareketinde yarılıp derisinden sıyrılarak, canının yanmasına…